-
1 oyun
игра́ (ж)* * *1) врз. игра́oyun almak — выи́грать, одержа́ть верх, победи́ть в игре́
oyun bozmak — а) свести́ на нет заду́манное; расстро́ить за́мыслы; б) хитри́ть
oyun çıkarmak — спорт. показа́ть хоро́шую игру́, успе́шно сыгра́ть
oyun kurmak — спорт. вы́работать та́ктику игры́
oyun vermek — проигра́ть
satranç oyunu — игра́ в ша́хматы
servetini kamilen oyunda yedi bitirdi — он проигра́л всё своё состоя́ние (в карты и т. п.)
2) театра́льное представле́ние, спекта́кльoyuna çıkmak — выходи́ть на сце́ну
radyo fonik oyun — радиопостано́вка
3) пля́ска, та́нецoyun havası — танцева́льная мело́дия
oyuna kaldırmak — приглаша́ть на та́нец
4) пье́са5) обма́н, плутовство́, хи́трость; ко́зни, интри́гиoyun bozmak — а) расстро́ить за́мыслы, свести́ на нет ко́зни / интри́ги и т. п.; б) хитри́ть, моше́нничать
oyun etmek / yapmak — а) сыгра́ть злу́ю шу́тку с кем; подшути́ть над кем, разыгра́ть кого; б) обхитри́ть, одура́чить, наду́ть
oyuna gelmek — быть обма́нутым
oyuna getirildiğini anladı — он по́нял, что с ним сыгра́ли злу́ю шу́тку
oyuna kurban gitmek — быть оклеве́танным, стать же́ртвой обма́на / хи́трости / интри́ги
См. также в других словарях:
oyun kurmak — sp. 1) bir yarışmayı kazanmak için belirli bir taktik uygulamak 2) mec. hile yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
oyun — is. 1) Vakit geçirmeye yarayan, belli kuralları olan eğlence Tenis, tavla, dama, çelik çomak, bale oyundur. 2) Kumar Bazıları oyun başından kalkar kalkmaz her şeyi unuturlar. P. Safa 3) Şaşkınlık uyandırıcı hüner Hokkabazın oyunu. Cambazın oyunu … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikmek — 1. i, e, er 1) Bir cismi dik olarak durdurmak Bir yere direk dikmek. 2) Yetiştirmek için bir bitkiyi toprağa yerleştirmek Boş toprağa bir koru dikseniz otuz yılda gölge verir. F. R. Atay 3) i Bardak, kadeh, testi vb. kapların içindekini bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
diyalog — is., ğu, Fr. dialogue 1) Karşılıklı konuşma 2) Oyun, roman, hikâye vb. eserlerde iki veya daha çok kimsenin konuşması Kişileri canlı, diyalogları kişilerin karakter özelliklerini yansıtacak gibi ustalıkla seçilmişti. N. Cumalı 3) Konuşmaya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hayal — is., li, Ar. ḫayāl 1) Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey, düş, imge, hülya Mustafa Kemal hayallerin değil, hakikatlerin adamı idi. F. R. Atay 2) Belli belirsiz görülen şey, gölge 3) fiz. Görüntü İnsanın aynadaki hayali … Çağatay Osmanlı Sözlük
HİDA' — Hile. Düzen kurmak. Aldatmak için yapılan oyun … Yeni Lügat Türkçe Sözlük